- çok dar
зэжъущэ, зэжъуIо
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
dar — 1. is., esk., Far. dār İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk Birleşik Sözler darağacı 2. sf. 1) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı Dar elbise. Dar ev. 2) Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dar zaman — is. 1) Çok kısa bir süre, dar vakit 2) mec. Zorluk, üzüntü, sıkıntı ve yokluk içinde geçen süre, dar vakit Benim dar zamanlarımda, biricik yardımcım olmuş, beni rahat ettirerek annemin yanına dönmüştü. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
DÂR-ÜL İKAB — Cehennem. Çok azab çekilen yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dünya başına dar olmak (veya gelmek) — çok sıkılmak, büyük bir çaresizlik içinde kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydanı dar etmek — (birine) birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyayı zindan (veya zehir) etmek (veya dünyayı başına dar etmek) — (birine) bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak En güzel zamanında hiç olmayacak bir şey çıkarır, dünyayı kendine zehir edersin. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
düdük gibi — çok dar, daracık (giysi) Mayosunu kendi ördü, yün çekti, düdük gibi dapdaracık oldu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
dümdüz — sf. 1) Çok düz Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş. Y. K. Beyatlı 2) mec. Sade, basit Yirmi iki senelik dümdüz bir hayat. A. Gündüz 3) mec. Bilgisi, görgüsü çok dar bir sınır içinde kalan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
skif — is., den., İng. skiff İçine yalnız kürek çekenin girebildiği çok uzun ve çok dar yarış kayığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekirge şalvar — is. Paçaları çok dar, bacak bölümü geniş olarak dikilmiş şalvar Bizi, çekirge şalvar biçiminde bol aba pantolonlu, bıyıklı bir adam karşıladı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dapdar — sf. Çok dar … Çağatay Osmanlı Sözlük